MİNT ile tanışmam kuzenim vesilesiyle oldu. Kendisi dünya mutfaklarını fazlasıyla seven biri olarak burayı denemiş ve müdavimlerinden biri olduğunu dile getirmişti. Yeni yemekler denemekten keyif alan, söz konusu yemek olduğunda benim tavsiyemi almaktan çekinmeyen ve her defasında soran kuzenim benim burayı denemem için oldukça ısrarcı olmuştu. Yoğun ısrarları karşısında tabi ki onu kırmayıp MİNT’e gideceğimin sözünü vermiş, kendisine bu anıyı belgelemek adına çektiğim fotoğrafları atacağımı temin etmiştim.
Kaş’a gelip artık annem ve benim için standartlaşmış ve bir o kadar normalleşmiş yaz rutinimizi taçlandırmak adına her günümüzü denizden sonra farklı bir lezzet denemeyi amaç edinmiştik. Beni her telefonla aradıktan sonra ‘MİNT’e gittiniz mi?’ diye soran kuzenime o gün de arayınca artık daha fazla acı çektirmek istemediğim için rotamızı MİNT’e çevirmiştik.
Ara sokakta yürürken bir anda karşımıza çıkan sarı sandalyeleri ve içinizi ısıtan tatlılıktaki dış dizaynı ile adeta bizi bekleyen MİNT, fotoğraflarda yüz ölçümü olarak biraz daha büyük bir yer gibi görünse de oldukça butikti. Butik olmasını negatif bir yorum olarak düşünenler çok yanılırlar çünkü her ne kadar küçük bir yer gibi göze gözükse de aslında içeride yapılan lezzetli yemekler bir o kadar büyüktü.
Uzak Doğu Mutfağı’ndan İtalyan Mutfağı’na kadar uzanan menülerinde nerdeyse her mutfak çeşidine rastladım. Çokça vejetaryen seçeneğin içerisinde sadece bir tane vegan seçenek olması kararsız bir insan olarak beni kurtarmıştı.
MİNT’te kendime şuana kadar denemediğim ve tadını çokça merak ettiğim ‘Vegan Poke Bowl’ ve ‘Çilekli Limonata’ istemiştim. Siparişlerimizi alan beyefendi içeri geçip mutfağa iletirken bir yandan annemle sohbet ediyor diğer yandan da göz ucuyla yemeklerimizin gelmesini bekliyordum.
Çok geçmeden gelen yemeklerimiz masamıza geldiği anda ilk aklımdan geçen sunumun ne kadar özenli hazırlandığı ve kâseye konulan malzemelerin ise bir o kadar iç açıcı olduğuydu.
MİNT’te ki Vegan Poke Bowl’un üzerinde çiğ havuç, çiğ turp, fırın kabak, çiğ salatalık, çiğ mor lahana, bezelye ve avokado püresi bulunurken kâsenin altındaysa buharda pişmiş sade pirinç eşlik ediyordu. Kâsenin en üstüne serpilmiş çörekotu ve susam taneleri ise sunuma ayrı bir detay katmıştı. Yanında gelen soya sosu ve kendi yaptıkları tahinli sos da kesinlikle yemeği ayrı boyuta çıkarmıştı. İçecek olarak gelen ev yapımı Çilekli Limonata kendi yaptıkları çilek püresi ile yapılıyordu. Çok şekerli olmayan Limonata Kaş’ta ki nemli ve sıcak havaya inat bizi serinletmek için imdadımıza yetişmişti.
Mint Hakkındaki Bizim Düşüncelerimiz
MİNT’te fazlasıyla doyurucu olan yemeklerimizi bitirip tabaklarımızı almaya gelen beyefendi, denediklerimizden keyif alıp almadığımızı sorduğundan kendisine olumlu bir şekilde başımızı sallamış ve beğendiğimizi dile getirmiştik. Beyefendi ile havadan sudan sohbet edip sevecenlikle sorularımızı yanıtladıktan sırada sohbet arasında kendisine tavsiye etmek ve müşteri memnuniyetini arttırmak adına yediğim kâseye bitkisel protein olarak tofu koyulabileceğini söyledim. Benim bu fikrimi çok beğenip haklı bulduğunu dile getirse de ekonomiden ve ürün maliyetindeki pahalılıktan dolayı şu anlık buna sıcak bakmadıklarını izah ettiğinde kendisine hak verip katılmaktan başka bir çaremin olmadığını biliyordum.
Hesabı ödeyip yavaş yavaş fazlalaşan kalabalığın içinde doğru adımlarımızı yönelttiğimizde havada da kararmaya başlamıştı bile. Kalabalığın içerisine girip yüksek sese kendimizi teslim etmeden önce kuzenime söz verdiğim gibi çektiklerimi yollamış ve bu vesileyle kendisini arayıp hem MİNT hakkında konuşmuş hem de özlem gidermeyi de ihmal etmemiştik.
“Mint – Kaş, Antalya” üzerine bir yorum
Yorumlar kapalı.